İslâm hadîsinin toplanması ve yazı ile tesbiti meselelerini tetkike girişirken, her şeyden önce, zamanımıza kadar bu mevzuda ne gibi tetkiklerde bulunulduğunu ve hangi neticelere ulaşıldığını göz önünde bulundurmamız icâb ediyordu. Fakat bu husustaki araştırmamız bize, arzu ettiğimiz şekilde bir malûmat sağlamadı. Gerek şarklı ve gerekse garplı müsteşriklerden hemen hiç birinin bu mevzuya girmemiş, ancak seleften kalma bazı malûmatı ve bu malûmâta bağlı bir takım görüşleri tekrarlamış olduklarını gördük.
Netice olarak, hadîslerin toplanması ve yazılması bahsinde kâfi bir tetkikin yapılmamış olması bizi bu yolda çalışmaya sevk etmiş ve matbû veya mahtût muhtelif kaynaklarda, bir bahiste gizli olarak bulunan bazen iki üç kelimelik bir, fakat cem’i hâlinde birbirini tamamlayan binlerce ibare, hadîslerin toplanması, yazılması ve rivayet edilmesi meselesini hakikî mâhiyetiyle ortaya koymuştur.
İşte biz bu tetkikimizi vaz’a girişirken o kadar itinâ ile toplanıp yazılan ve ayni şekilde rivayet edilen hadîslerin sâhip oldukları değeri belirtmeyi ön Plânda tuttuk. Bilâhare, hadîslerin yazılması meselesinde görülen bazı ihtilâfları ve bu ihtilâfların neticesini inceledik. Nihayet umûmî bir neticeye bağlanan ve üç bölümde tetkik edilen hadîs kitâbeti ve rivayetinin mâhiyetini ortaya koyacak elimizde mevcût haberlerden münâkaşalı örnekler verdik.