Ebu Bekir (ra) yaklaştı ve Rasûlullah’ın (sav) yüzünü açıp baktı. Ardından: “Babam, anam sana feda olsun! Varlığım kudret Elinde bulunan Allah’a yemin ederim ki; Allah sana hiçbir zaman iki kere ölüm acısı tattırmayacak! Vallahi, Allah senin üzerinde iki ölümü birleştirmeyecektir!” dedi. Ardından Rasûlullah’ın (sav) başına doğru yaklaştı, eğildi ve onu yüzünden öptü. “Vah benim peygamberim!” dedi. Sonra onu ikinci defa öptü ve: “Vah benim önderim!” dedi. Sonra üçüncü defa öptü ve: “Vah benim dostum!” dedi.
Enes bin Mâlik (ra) ölüm döşeğinde iken, Rasûlullah’ın saçından bir tutam çıkardı ve Sâbit el-Bünani’ye: “Öldüğümde, bunu dilimin altına koy!” dedi. Sabit, o saçı Enes’in dilinin altına koydu ve bu şekilde defnetti.
Abdullah bin Mes’ud (ra) anlatıyor: “Ben, Rasûlullah (sav) ile birlikte Tebük gazvesinde iken bir gece aniden kalktım. Ordugâhın bir tarafında ateşten bir alev gördüm. Ne olduğunu görmek için peşine düştüm. Bir de baktım ki, Rasûlullah (sav), Ebu Bekir ve Ömer oradalar. Abdullah Zü’l-Bicadeyn el-Müzenî ölmüştü. Onun için mezar kazıyorlardı. Rasûlullah (sav), onun mezarı içinde idi. Rasûlullah (sav): “Kardeşinizi bana yaklaştırın.” buyurdu. Ebu Bekir ve Ömer de onu yaklaştırdılar. Rasûlullah (sav) onun mezarını hazırladığı zaman: “Allahım! Ben ondan razı oldum, sen de ondan razı ol!” buyurdu. Abdullah bin Mes’ud (ra) bunu anlattıktan sonra: “Keşke kazılmış mezarın sahibi ben olsaydım.” dedi.
Ashabı Kiramın Hz. Peygamber (s.a.v.) ile birlikteliğinden 93 kesit…..