İnsanlık hac ibadetini İbrahim (a.s) ile tanıdı. Bu ibadet şekli insanlar arasında belirli bir süre İbrahim (a.s)’ın uygulamasına benzemekteydi. Allah’a karşı olan kullukları O’nun öğrettiği gibiydi. Onlar belirli bir süre inançlarında ve kulluklarında herhangi bir değişiklik meydana getirmediler. Ne zaman ki, bu insanların itikatlarında değişiklikler başladı; işte o zaman bu düşünceleri onların fiilerine yansıdı ve böylelikle İbrahimi düşünceden sapmalar baş gösterdi. Böylelikle de ortaya İbrahimi hac ibadetinden ziyade kendilerinin meydana getirdikleri, menasik’in ona göre şekillendiği bir hac ibadeti çıkmış oldu. İşte bu sapmalar Hz.Muhammed(s.a.v)’ın hicretinin onuncu yılında yapmış olduğu Veda Haccına kadar devam etti. Allah (c.c) göndermiş olduğu son peygamber Hz. Muhammed (s.av)’e haccın nasıl yapılacağını talim ettirecek, kıyamete kadarda bu uygulama devam edecekti. Ama ne yazıkki günümüz insanı da diğer ibadetlerde olduğu gibi, hac ibadetinde de İbrahimî uygulamanın dışına çıkarak hac ibadeti sırasında olsun, öncesi ve sonrasında olsun, fiillerine Hz.Peygamber (s.a.v)’in Veda Haccında bizzat bizlere bıraktığı örneğe benzemeyen bid’atler ortaya koymaya başladılar.
Bu çalışma Hz.İbrahim (a.s) ve Hz Muhammed (s.av)’in ortaya koyduğu hacc ibadeti örnekliğini aslına uygun yapmaya acizane bir katkı mahiyetindedir.